Saturday, June 12, 2010

Casita – Filistin Sokak (Street)



Mükemmel bir akşama mükemmel bir başlangıç için Casita doğru adres. İlk yerini İstanbul’da açan Casita tadı yerinde yemekleri ile büyük bir kitlenin beğenisi kazanmış ve İstanbul’da birçok şubenin yanısıra Bodrum’da da bir şube açmış. Son durak ise Ankara Filistin Sokak olmuş.




Dekorasyon klasik öğeleri ve modern çizgileri biraraya getirmiş. Sarı ve beyaz renkler hakim; ancak objelerdeki renkler monotonluğu önlemiş. Hemen girişteki kırmızı eski tartı ve yanındaki piknik yeri masası bize eskileri hatırlatan detaylardan.


İçerideki sarı kanepe ve yanlarındaki koltuklar arkadaşlarla buluşup kahveleri yudumlarken keyifle sohbet etmek için ideal nokta. Hemen karşısındaki sarı vazo ve çiçekler de en az kanepe kadar etkileyici. Tuvaletlere giderken ise uzunca bir koridor var. Solunuzdaki duvar siyah beyaz fotoğraflar, sağınızdaki ise duvar içi boşluklardan yumuşak bir ışıkla aydınlatılmış. Böylece iç dekorasyonun devamlılığı burada da sağlanmış.





Gelelim yemeklere... Öncelikle müessesenin ikramı başlangıçlar geliyor masaya. O güzel kokusunu alabileceğiniz yeşil kalamata yada doğranmış zeytinlerin yanı sıra minik börek benzeri kıymalı ince uzun atıştırmalıklar ve sosları. O akşam uzunca bir yemek planladığımızdan, bir başlangıç seçelim dedik ve tabiki seçmekte zorlandığımızdan, iki kişilik hemen hemen tüm çeşitleri barındıran ‘Fış Fış Kayıkçı’yı pek ilgili garsonumuzun da önerisiyle seçtik. İçinde ‘Külleme’ (sıcak servis edilen közlenmiş patlıcan, hafif sarımsaklı), ‘Zebzeli Börek’ (mantar, havuç, kabak ve fasulyeli, soya sosuyla mükemmel, uyduruk Çin böreklerinden sonra ilaç gibi geliyor), ‘Bodrum Güzeli’ (peynir dolgulu kabak çiçeği dolması, kızartılmış, anneannemin kabak çiçeği dolmasından bile güzel!), ‘Güveçte Sarımsaklı Mantar’ (yanılmıyorsam kestane mantarı, bu sebeple kendine has kokusu ve aroması var) ve ‘İçli Köfte’ (dana etli, malzemeden kaçılmamış ve ilk defa yağsız yemek kısmet olan çeşidi) mevcut. Böyle bir ziyafeti suyla geçiştirmek istemedik ve bir şişe de ‘Montes Malbec’ açtık. Şarap menüsü çok daha geniş olan birçok yerde karaf mevcut değilken, Casita biz istemeden şarabımızı Karaf ile servis etti. Sonunda doğru dürüst havalanmış bir şarap kısmet oldu bize de.




Sırada ana yemeklerimiz. Ben ‘Pampa’ (bonfile dilimleri üzerinde sebzeli pampa sos ve yanında patates kızartmaları) ile ‘Fajita’ (eminim Casita versiyonu bambaşka) arasında kalmışken Casita’ların sahibi Haluk Tanrıverdi yardımıma yetişti ve şarap seçimimize ‘Pampa’nın daha uygun olacağını söyleyerek beni bu çıkmazdan kurtardı. Az pişmiş istediğim bonfilelerim, gerçekten az pişmiş geldiler (nedenini anlayamadığım şekilde Butcha hariç hiçbir yerde henüz az pişmiş yemeyi başaramadım).




Sevgili Kralım ise daha önce bir bölümünü tatma fırsatını yakaladığımız mantıların artık tamamını test etmeye karar vererek ‘Trio’ sipariş etti. Yemeği ile o kadar mutluydu ki ‘nasıl?’ sorusuna son derece memnun bir yüz ifadesiyle ‘güzel’ yanıtını verdi.




Tatlıya geldiğimizde artık midemiz fazlasıyla dolmuş olsada yinede geceyi eksik bitirmek istemedik. Tatlı için bize eşlik eden sevgili Washingtonian ve Onur ile ‘Kağıt Bebek’, ‘Dondurmalı Krep Harika’ ve ‘Huysuz Virjin Tatlısı’ paylaştık. Masanın favorisi oybirliği ile ‘Kağıt Bebek’ seçildi. Tatlılarda fazla detaya girmiyorum, biraz merak iyidir.





To start a perfect night with a perfect beginning, Casita is the place. Casita started bussiness in İstanbul, and with its quality food gained the appreciation of many people. Besides its branches in İstanbul, it also has one at Bodrum. The last stop for Casita is Ankara Filistin Street branch.


Decoration combines both classic and modern styles. Mostly yellow and white is used; however monotonocity is prevented with the use of many colorful objects. The red antique scale and the table with banks remind us the good old days.


Inside, the yellow sofa and accompanying chairs is a nice point to meet friends and chat while enjoying a cup of coffee. Right across, the yellow vase and the flowers inside are as equally inspiring. There is a corridor on the way to the restrooms. The wall on your left is decorated with black & white photos while the one on your right has cuts inside the wall which provide a soft lighting for the place. As a result the continuity of the interior design is provided at this area too.


Lets talk about food. Firstly comlementary starters arrive. In addition to kalamata olives, mini boreks with minced meet filling with their souce are served. As we were planning a hours long dinner that night, we decided to order a starter and as we couldn’t choose among them, we ordered ‘Fış Fış Kayıkçı’ which is platter for two including some from most of the plates. Included ‘Külleme’ (roasted eggplant served warm with a little touch of garlic), ‘Zebzeli Börek’ (mushroom, carrots, zucchini and beans with soy souce), ‘Bodrum Güzeli’ (fried zucchini blossoms filled with cheese, even better than grandma’s!) ‘Mushroom Caserole’, ‘İçli Köfte’ (Cracked wheat balls with minced meet filling, luckily includes wallnuts). As we didn’t want to spend such a feast without wine, we ordered a bottle of ‘Montes Malbec’. At most of the restaurants having a larger wine menu, a carafe is not available but Casita served our wine with carafe.


Now its time for main courses. While I was in between ‘Pampa’ (sirlion steak slices served with vegetable souce accompanied with french fries) and ‘Fajita’, the owner Haluk Tanrıverdi came for help and by suggesting ‘Pampa’ saved me. I was very happy as I was able to have rare steak as I have ordered finally in Ankara.


My dear King had ‘Trio’ which includes three kinds of mantı (mini dumplings with various fillings). He was so satisfied with his dinner that he answered the question ‘how was it?’ by saying ‘nice’ with a satisfied expression.


When it was dessert time although we were too full we didn’t want to leave without it. For dessert we have ordered ‘Kağıt Bebek’, ‘Dondurmalı Krep Harika’ and ‘Huysuz virjin Tatlısı’ to share with dear Washingtonian and Onur. With unanimity, ‘Kağıt Bebek’ was voted the best among three. I am not going into detail for dessert to make you curious.

No comments: