Benim için Kızkulesinde olmak bir masalı yaşamaktan farksız. Merdivenlerden yukarı çıkıp, eşsiz İstanbul manzarasına koşuyorum her seferinde. Saçım ılık yaz rüzgarıyla uçuşurken, bir yandan eteğimi tutup, bir yandan hayallere dalıyorum Kızkulesi’nin balkonunda.
Belki de efsane yüzünden: Bizans İmparatoru’nun bir kızı olur. Babası iyi eğitim gören kızının tacını devralmasını istemektedir. Fakat bir gün, bir bilge imparatora kızının tahta geçemeden bir yılan tarafından ısırılarak öleceğini söyler. Böylece, imparator denizin ortasına, yılanların erişemeyeceği bu yere kızı için bir kule yaptırır. Ancak, kaderinden kaçamayan genç prensesin hayatı, bir üzüm sepetinden çıkan yılanın ısırığı ile son bulur.
İşte bu büyülü yerde öğle yemeği yemeye karar verdik. Ne de olsa daha önce defalarca restaurantın ne kadar harika olduğunu duymuştum.Yemeklerimizi sipariş ettik ve kuleden, tarihinden, hakkındaki efsanelerden ve etkileyici manzarasından konuştuk. Bir süre sonra 2 tabak makarna, bir ızgara tavuk ve bir sandöviç için 25 dakikadır beklediğimizi fark ettik. Yemeklerin akıbetini sorduk ve ancak bundan 10 dakika sonra yemeklerimiz geldi, anlaşılmaz bir biçimde soğuk, son derece yağlı ve tatsız şekilde. Bu öğle yemeği beni kulede bir prenses olduğum uykumdan uyandırdı ve harika bir yemek yeme ihtimalim olmadı gerçeği ile yüzleştirdi.
Fakat her ne olursa olsun, eğer İstanbul’a bir gün yolunuz düşerse Kızkulesi’ni mutlaka ziyaret edin. Sadece manzara ve yüzlerce yıl önce nasıl olduğunu hayal etmek için bile gitmelisiniz. Bu arada kuleye gitmek için Kabataş İDO İskelesi’nin yanından kalkan teknelere binebilirsiniz.
To me, being at Maiden’s Tower is no different than being in a fairy tale. I climbed up the stairs to the magnificent view of İstanbul. My hair flutters with the warm summer breeze; I hardly catch my skirt and start dreaming at the balcony...
It may be because of the legend; The Byzantine Emperor had a baby girl. She was well educated, and her father wanted her for his throne. However, an oracle told the emperor that his daughter will be bitten by a snake and die before she takes over the throne. To protect her daughter, the emperor ordered for the construction of the tower that is in the middle of the sea, where snakes cannot reach. However, one day, a snake came out of a grape basket and bit the princess, causing her death.
At this magical place, we decided to have our lunch. I have heard many times that the restaurant downstairs was magnificent. We ordered and started chatting about the tower, its history, legends and the beautiful scenery. After while we realized that it has been about 25 minutes since we have ordered 2 pasta dishes, a chicken steak dish and a sandwich. We asked for them, and after ten more minutes our food arrived. For some reason they were cold, incredibly oily and very tasteless. The lunch woke me up from my dream of being a princess there and I realized that my expectations for a fancy plate were not going to be met.
No matter what, if you go to İstanbul, never skip visiting Maiden’s Tower, the view and imagining how it was hundreds of years ago is good enough. By the way, to get there, you can take the boats leaving right next to Kabataş İDO Pier.
2 comments:
Sizin şanssızlığınız olduğunu düşünüyorum. Ben şimdiye kadar gittiğim her seferinde(hep akşam yemeği için gittiğimi belirtmeliyim)son derece mutlu mesut kalktım. Ambiyansa zaten diyecek laf yok ama servis,yemekler, herşey harikaydı.
Bende hep çok güzel şeyler duymuştum ve o yüzden harika birşeyler yemek ümidiyle çok mutlu gittim. Beni de şaşırtan bir durum oldu. Masadaki herkes çok mutsuz ayrıldı :(
Post a Comment