Showing posts with label intermediate. Show all posts
Showing posts with label intermediate. Show all posts

Tuesday, August 24, 2010

Marmelatte Café & Bakery

Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi
37. Cadde 3/A Konutkent-2 Çayyolu
T. 00 90 312 240 2400


Buraya gideli yaklaşık 1 ay oldu ama yazmak ancak kısmet oluyor. Marmelatte’a ilk defa 3 yıl kadar önce gitmiştik. O günden be
ri ara sıra, brunch, öğle ve akşak yemeği için ziyaret ettik. İlk zamanlarında çok müşterisi olmazdı, ancak şimdi özellikle bruncha gidiyorsanız rezervasyon şart. Bu durum kaliteyi arttırdıklarından yada içki ruhsatı aldıklarından değil bence. Tek sebebi Park Caddesi’nin saçma populerliğinin dışarı taşması. Eskiden fiyatları da uygundu, şimdi açıkcası sundukları için pahalı buluyorum.


Marmelatte’ın harika bir bahçesi var, hem geniş hemde çok bakımlı. Ben şahsen dayanamayıp, sandalet
erimi çıkardım ve çimlere çıplay ayak basmanın keyfini çıkardım. Bu bahçede pazar günleri harika bir brunch oluyor. Ancak bahçe geniş olduğundan masa sayısını fazla tutmakdan da kaçınılmamış ve en azından benim için fazlasıyla kalabalık bir hal almış.


Bi
z gittiğimizde ölümcül sıcaklar hüküm sürdüğünden yemek seçme konusunda son derece zorlandık ve tavuklu sandöviç, soğuk rozbif sandöviç, tavuklu quesedilla, 2 bira ve elma suyu sipariş ettik. Açıkcası ben çok mutlu olmadım rozbif sandöviçle. Obstinate king böyle durumlarda yemeği ‘sıkıcı’ diye betimler. Benim içinde aynı durum söz konusu oldu, belkide rozbif yemeye çalışmakta yaptım hatayı. Gerçi sandöviçin bir yarısınında malzemeyi diğer yarısına koyup, dolayısıyla tam porsiyon sandöviçi yarım porsiyon ekmekle yediğimde ancak içi dolmuştu ekmeğimin. Benim aksime Obstinate King ve ‘aile dostumuz’ Can, hayatlarından memnundu. Onların memnuniyetinin yemeklerden çok 45 derece sıcakta içtikleri buz gibi biralardan olduğundan da şüphelenmiyorum değil.


Yemeğinden mutsuz olan ben paylaşmak üzere tatlı yemeyi önerdim ve serin olması amacıyla Antep Fıstıklı parfe ve üzerinde 1 top dondurma sipariş ettik. Yıllar once annemin yaptığı çilekli versiyon ile tanışmıştım parfeyle. Sadece dağ çilekleriyle beslenebilecek biri olarak mutluluktan ölebilirdim o an! Neyse konumuza dönecek olursak, annem o parfeyi %90 çilek kullanarak yapmıştı. Doğal olar
ak fıstıklı parfeden de yemyeşil, masaya konulduğunda fıstık kokacak birşey bekliyorum. Gelen zımbırtıyı fotoğrafta görüyorsunuz. Altında manasız bir kek, üzerinde kakaolu (çikolatalı bile değil) parfe dedikleri ama benim pek birşeye benzetemediğim nesne ve üstüne vanilyalı dondurma (Mövenpick olduğundan dondurma güzeldi). Biraz yedik ve ortaya vardığımızda adının neden ‘fıstıklı’ parfe olduğunu öğrendik. İçin 3 adet iç Antep Fıstığı vardı. Etkileyici değil mi?


Yukarıdakilere yemeğin çeştli aşamalarında eklenen 1 soda ve 1 su ile toplam 92 TL hesap ödedik. 3 kişi olduğumuzu düşünüldüğünde, fiyat için eh fena değil dersiniz belki ama fiyat/performans olarak düşünüldüğünde bence son derece pahalı.


It has been about a month since we have visited the place but I couldn’t write it until today. It was about 3 years ago, when we first dined at the place. Since then, we had brunches, lunches and dinner every now and then. In the first days, there weren’t much people but today, if you are especially planning to go for brunch you definitely need to reserve. I don’t believe this is because they improved their quality or liquor license. My assumption is Marmelatte became popular because the close Park Street famous with its restaurants, bars and club like places. The prices were also convenient than on, but a lot changed in Marmelatte in the last few years.

Marmelatte has a great garden. I personally couldn’t resist taking of my shoes and stepping on the grass bare foot. They have a great brunch at this wonderful garden on sundays. However, the garden in very big, therefore they have many tables and that big crowds are not really for me.


When we were there, the deadly hot weather didn’t let us have a main course therefore we ordered a chicken quesedilla, roast beef sandwich, a chicken sandwich, 2 bottles of beer and an apple juice. To start with, I wasn’t happy with my roast beef sandwich. The ingredients in the bread were for only a half portion sandwich. Other than that, something was missing, I couldn’t enjoy it. Obstinate King would call such a dish ‘boring’. On the contrary, Obstinate King and our ‘family friend’ Can liked their food. However, I suspect that it was because they were enjoying cold beer at that weather.

After the disappointment with the food, I suggested to order a desert to share. The best thing would be something cold; therefore we order a parfait with pistachio nuts. My first parfait ever was my mother’s which was with strawberries. As I can change anything for strawberries, I thought I was in heaven that day. Whatever, the fact is it that it’s 90% strawberries. As a result I was expecting something very green. You can see the undefined thing at the picture. On top of an irrelevant piece of cake stands some parfait with cacao (not even chocolate!). On the very top is vanilla ice cream (luckily they use Mövenpick). We started the discovery and when we were finally in the middle, there were 3 pieces of pistachio nuts. Very impressing, isn’t it?

Apart from the things I have mentioned we had a spring and a sparkling water and paid 92 TL. Considering we were 3, you may think it is OK, but when you think of the price/performance ratio, it definitely is very expensive.

Sunday, August 22, 2010

Sebzeli Risotto – Vegetable Risotto



Drama Queen’in Mutfağı
Drama Queen’s Kitchen

Gün içinde televizyonu açmaya kalktığımda çoğu kanalda Ramazan dolayısıyla çılgınlar gibi yemek pişiriliyor. Anlayamadığım konu ise, kalan 11 ayda 3 ana öğün yerken, bu ayda 2 ana öğün yenilmesine rağmen, yemek programlarının sayısının artıyor olması. Bende herşeye rağmen, televizyondaki şişman aşçı teyzeden tek eksiğim 20-30 kilo dedim ve tariflerime bir yenisini ekledim.

Bu tarif, daha önce birkaç kere yakın çevrem için zevkle pişirdiğim ve her seferinde lezzet konusunda sınıfı geçmeyi başaran bir lezzet. Risotto çoğu insan için kıvamını tutturması zor ve işi bilmeyenlerin harcı değil gibi görünsede, bence pirinç pilavından çok daha kolay. Önemli olan verilen ölçüler konusunda şahsi yorumlara girmeden tarifi uygulamak ve kesinlikle stres yapmamak. Sonuç olarak yemek yaşayan ve dolayısıyla değişen birşeydir ve siz ona nasıl yaklaşırsanız, o da size aynı yaklaşımla lezzet verir. Bir de başından söyleyeyim, risotto mutfakta terkedilip kendi kendine pişecek bir yemek değil. İlgi, şefkat ve sabır istiyor. Özetle, risottoyla beraber pişecek sabrınız yoksa, hiç bulaşmayın.

*Tarif, Williams-Sonoma’nın Food Made Fast serisinin Weeknight kitabından adapte edilmiştir.

Malzemeler (4 kişilik) :

· 1.25 lt. (5 su bardağı) tavuk suyu
· 375 ml. (1.5 su bardağı) beyaz şarap (en ucuzundan)
· 1 yemek kaşığı tereyağı
· 3 yemek kaşığı (mümkünse baharatlı) zeytinyağı
· 1 orta boy küçük küpler halinde doğranmış kuru soğan
· 4 büyük diş kıyılmış sarımsak
· 440 gr. (2 su bardağı) arborio pirinci
· 500 gr küçük doğranmış (bezelyelerle orantılı) kabak
· 315 gr. (2 su bardağı) donmuş minik bezelye
· 10 gr. (1/4 bardak) ince kıyılmış taze nane
· 75 gr. (2/3 bardak) parmesan peyniri rendesi
· Taze çekilmiş karabiber


Tarif 4 kişilik, ancak tek başına bir yemek olarak sunulursa. Eğer, “şu geçen verdiği mojo chicken tarifinin yanına yapalım” derseniz, muhtemelen 10 kişilik olur.


Ufakca bir tencereye tavuk suyu ve şarabı ekledim, kaynayınca altını kıstım ve ocağın üzerinde tamamını kullanana kadar sıcak kalmasını sağladım. Bu sırada evdeki en büyük tenceremde tereyağını 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile erittim. Soğanları ekleyip yaklaşık 4 dakika kadar pişirerek yumuşamalarını sağladım. Ocağın altını sonuna kadar açmak, soğanların yanmasına sebep olacağından büyük hata olur hatırlatayım. Pirinci ekledim (pirinci suda bekletmek yada yıkamak gibi durumlar söz konusu değil) ve kenarları hafif şeffaflaşana kadar (yaklaşık 1 dk.) karıştırdım. Çorba kepçesi nimetini bardak kullanmaya tercih ederek, 2 kepçe şaraplı tavuk suyu ekledim. Sık sık karıştırarak suyunu çektirdim. Suyunu çektirmek, hiçbir zaman Türk usulü pirinç pilavı gibi kuru hale getirmek değil risotto için, herzaman hafif lapa bir hali olmalı.



Pirinçler suyunu çekerken orta boy bir tencereyi ısıtıp 2 yemek kaşığı zeytinyağı ekledim. Kabaklar ve bezelyeleri ekleyip, ara sıra karıştırarak pişirdim. Sebzeler rengini kaybetmemeli, 6-7 dakika sonra tadlarına bakın ve piştiyse ateşten alın. Soğursa, pirince eklemeden önce tekrar ısıtın. Ancak benim tecrübelerime göre sebzelerim ancak şaraplı tavuk suyu tükendiğinde pişmiş oluyor. Daha sonra, pirincin piştiği tencereye şaraplı tavuk suyum bitene kadar, her seferinde bir kepçe ekleyip, sık sık karıştırarak suyunu çektirip daha sonra bir kepçe daha ekleyerek devam ettim.


Şaraplı tavuk suyunun son kısmını ekledikten ve pirinçler hafif kremamsı ancak orta kısımları hala hafifçe sert bir hal alınca, sebzeleri ekleyip, karıştırdım ve 1 dakika kadar ısınmalarını sağladım. Parmesan peyniri, nane ve karabiber ekleyip karıştırdım ve derin tabaklara koydum. Tabakların kenarını kuru nane ile süsledim (ince kıyılmış taze nane, dereotu, maydanoz vs. olabilir elbette) ve servis ettim.


**Her ne kadar bu tarifte yapışmaz yüzeyli bir tava kullanmış olsamda, artık bu tarz tencere ve tavaları hayatımızdan çıkarmak gerektiğini öğrenmiş bulunuyorum. Zira, çiziksiz, yepyeni bir yapışmaz yüzeyli tava bile içinde pişen yemeğe kimyasallarını geçiriyormuş.


This recipe was cooked many times for friends and family and therefore passed many tests. Although many people think it is very hard to cook a good risotto, as long as you stick to the recipe and do not panic, you will have a real nice risotto for dinner. Before I start, I must also add that risotto is not a dish that you can put on the stove and let it cook by itself. You need to be patient and keep an eye on it at all times.

*Adapted from Williams-Sonoma’s Food Made Fast series’ Weeknight book.

Ingredients (Serves 4):

· 1.25 lt. (5 cups) chicken stock
· 375 ml. (1.5 cups) white wine (cheapest)
· 1 table spoon butter
· 3 table spoon seasoned olive oil
· 1 middle size yellow onion chopped into small chunks
· 4 big cloves of minced garlic
· 440 gr. (2 cups) Arborio rice
· 500 gr zucchini chopped into small chunks (proportionate with peas)
· 315 gr. (2 cups) frozen baby peas
· 10 gr. (1/4 cups) minced fresh mint
· 75 gr. (2/3 cups) freshly grated parmesan
· Freshly ground black pepper

The recipe serves 4 as a main course. If you are planning as a side, it will be for about 10 people.

I poured chicken stock and wine in a small pot. I brought it to a simmer and then kept it on the stove in order to keep hot. In the largest pan I have at home, I have melted the butter with 1 spoon of the olive oil. I added the onions and let it cook for 4 minutes stirring occasionally. I added the rice and cooked for about 1 more minute until they are opaque. With the help of a ladle, I added 2 cups of the stock. Stirring frequently, I let the liquid to be absorbed.

While the rice was cooking, I heated a middle sized pot and added 2 spoons of olive oil. Then, I added the zucchini and peas. They should be cooked until they are al dante and still green. As I have experienced. It takes about the same time the rice cooks; however be aware that it can cook earlier. Following that, I kept on adding 1 cup of broth and then letting it to absorbed, until all of the broth is finished.

After the last cup of broth is added and absorbed, the rice should be creamy and still al dante. I added the vegetables, cooked for another minute, added the parmesan, mint and pepper. I stirred it well and served it in shallow bowls.

**Although I have used a non-stick pan at this recipe, from now on I decided not to use them anymore as they are transferring chemicals to the food even when they are brand new.

Friday, July 9, 2010

Grilled Mojo Chicken on Brown Bulgur with Shagadelic Sauce

Behave Baby! Bazılarınız tahmin etti sanırım, evet Austin Powers’dan bahsediyorum. Tarifin adındaki ‘mojo’ dan sonra başka bir şey düşünmem mümkün olmadı. Her seferinde çok güldüğüm Austin Powers filmleri bir üçleme şimdilik. Austin Powers İngiliz bir ajan ve kötü adam ‘Dr. Evil’ın dünyayı ele geçirme planlarını bozmakla görevli. Austin, 1960’larda dondurulup, 90’larda yeniden aramıza katıldığından dolayı her hali 60’lardan kalma. Son olarak baş rol oyuncusu Mike Myers’ın ilk filmde Austin Powers ve Dr. Evil’I ikinci filmde bunlara ek olarak Fat Bastard’ı ve son filmde Gold Member’ın da eklenmesiyle tam 4 karakteri oynadığını eklemek isterim. Henüz izlemeyenlere benim favorilerim arasındaki bu seriyi tavsiye ediyorum. Her kim ki bu filmleri izleyecek, buram buram İngiliz kokan esprilere hazırlıklı ola!



Bugün Butcha’ya verdiğimiz serveti telafi edelim dedik ve yemekleri ben yaptım :). Şaka bir yana, hem sağlıklı bir şeyler yiyelim, hem de sizlerle paylaşalım dedik. Kütüphanemin baş tacı yemek kitaplarımı karıştırıp birkaç tane tarif belirledim ve Obstinate King seçtiklerimin arasından en çok bunu sevdi. Bende ne olursa olsun, tek başına yenmez dedim ve bir süredir ailecek pek sevdiğimiz esmer bulguru (greçka) sizlere tanıştırmak istedim.

Özetle bugün protein zengini, yağ fakiri bir tavuk yemeği ve birçok vitaminin yanı sıra lif yönünden de çok zengin olan esmer bulgur pilavı pişiriyorum. Bu haftadan başlayarak da her hafta yeni bir tarif yayınlamaya çalışacağım.



Önce malzemeler: (6 kişilik)

Izgara Tavuk:
1 portakal
2 misket limonu / limon
2 avuç taze fesleğen
1 avuç ayıklanmış taze kekik
10 diş sarımsak
1 yemek kaşığı toz kimyon
Kımızı pul biber
Zeytinyağı
1,2 kg tavuk göğsü
Tuz ve karabiber

Esmer Bulgur Pilavı:
1 büyük kuru soğan
2 su bardağı esmer bulgur
4 su bardağı sıcak su
2 yemek kaşığı zeytinyağı / tereyağı
Tuz

Sos:
Tavuk pişerken altına akan su (süzülmüş)
3 kaşık un

Tavuk ile başlayalım. Tarifin orjinali Williams-Sonoma’nın Food Made Fast serisinin Weeknight kitabından. (Tarif orjinali değil, bir miktar ekleme ve çıkarma var.) Öncelikle tavukları yıkadım ve süzdüm. Daha sonra genişçe bir kaba dizdim. Sarımsakları soydum. Kolay soymak için geniş bir bıçağı sarımsak dişlerinin üzerine yatay koyup elinizle hafifçe baştırırsanız, kabuk gibi kırılıyor ve rahatça ayırabiliyorsunuz dışını. Daha sonra sarımsakları minik minik doğradım, kekiklerin yapraklarını ve ince kıyılmış fesleğenleri tavuklara ekledim. Limonların ve portakalların kabuklarını rendenin en ince yeriyle rendeledim. (Beyaz kısımlarını rendelemeyin yoksa acı bir tat oluyor.) 2 limonun suyu ve portakalın yarının suyuyla beraber tavuklara ekledim. En son kimyon, tuz, karabiber ve zeytinyağı koydum. Her tavuk parçasının tüm malzemelere bulanması için karıştırdım ve 10 dakika dinlenmeye bıraktım. Fırını ısınması için en yüksek derecesine (250oC) getirdim.


Tavuklar dinlenip, fırın ısınırken, kuru soğanı küçük küçük doğradım ve genişçe teflon bir tencerede ısınmış / erimiş olan zeytinyağına / tereyağına ekledim. Soğanlar yumuşayana kadar ara ara karıştırarak pişirdim. Daha sonra esmer bulguru ekledim ve renkleri hafifçe değişene kadar (4 dk.) orta ateşte ara sıra karıştırarak pişirdim. Üzerine 4 bardak sıcak su ve tuz ekledim ve kapağını kapatıp ateşi kıstım.


Isınan fırının tel rafını ortaya folyo / pişirme kağıdı ile kapladığım tepsiyi ise alt kısma yerleştirdim. Tavuk parçalarını üzerine dizdim, tepsiye 1 parmak su ekledim ve fırının kapağını kapattım. Tepsiye su koymak tavuktan damlayan suların yanmamasını, yemeğin buharlı ortamda pişmesini ve daha sonra yapacağımız sosun ana maddesini zahmetsizce hazırlamamızı sağlıyor. Tavuklar yaklaşık 12 dakikada pişiyor, ancak renkleri istediğim gibi olmuyor. Tavukları kurutmadan renklerini istediğim gibi yapmak için tel rafı en üste alıyorum ve 45 saniye kadar orada tutuyorum. İşte size harika kızarmış tavuk göğüsleri! Onları tekrar bir kaba aldım ve üzerini folyo ile örttüm, böylece tavukların sulu kalmasını ve ben başka şeylerle ilgilenirken soğumalarını engelledim.

Tam bu sırada pilav suyunu çekti. Altını kapattım ve kapağı ile arasına bir parça kağıt havlu koyup dinlenmeye bıraktım.

Sos için tepside birikenleri tel süzgeç ile süzerek bir tencereye aktardım. (Bu aşamada içinde çırpma teli kullanabileceğiniz bir malzemeden tencere kullanırsanız biraz sonra ekleyeceğiniz un topaklanmaz ve tekrar süzmek zorunda kalmazsınız.) Yüksek ateşte 3 kaşık unu yavaş yavaş ekledim ve koyulaşana kadar sürekli karıştırarak pişirdim. Kıvamı tamamen zevke kalmış. Eğer sıvı gelirse daha fazla un eklenebilir yada koyu olursa sıcak su ile seyreltilebilir.

Sıra serviste. Ben evde yapılan klasik tavuk / et yanına pilav görüntüsünden sıkıldığım için ve esmer bulgurun ilk bakışta göze çarpmasını değil, sonradan keşfedilmesini istediğimden tabağın ortasına tepe oluşturacak şekilde pilavı koydum. Üzerine üç parça tavuğu yerleştirip, tavukların üzerine bir miktar sos döktüm ve kırmızı pul biber ile süsledim. Ortasına da artan taze kekiklerden yerleştirdim. Masaya da bir miktar sos koydum çünkü tabağı hazırlarken az sos koyup daha sonra isteyenlerin ilave etmesini daha akla yakın buluyorum.


Umarım bu sağlıklı ve besleyici tarifi dener ve seversiniz. Önceden hazırlanıp eve gelindiğinde sadece tavukları pişirip harika bir yemek elde edilebileceğini düşünürsek, sıkı bir antremandan sonra gerekli protein desteği için de iyi bir alternatif.

Afiyet olsun!


Behave Baby! Yes I am talking about Austin Powers. Because of the ‘mojo’ in the name of the recipe, I couldn’t think of anything else. Austin Powers movies which I laugh a lot every time I watch them is a trilogy for the time being. For the ones who haven’t watched yet, Austin is a British spy and is trying to stop Dr. Evil. Austin was frozen in 60’s and released at 90’s, however everything about Austin is still from 60’s. Lastly, the leading actor Mike Myers plays Austin Powers and Dr. Evil characters in the first movie while Fast Bastard and Gold Members characters are added at the next two movies. If you haven’t watched the series yet, I strongly recommend!

Today, we decided to compensate the fortune we paid at Butcha. Seriously, we wanted to have something healthy and also share it with you. I have picked some recipes from my cookbooks and this was Obstinate King’s favorite. However, I didn’t want to serve it plain and decided to cook brown bulgur (known as greçka) as well. In short, I am cooking a dish that is rich in protein, lacks fat and contains many vitamins and fiber. Starting from this week, I am also planning to introduce a new recipe every week.

Ingredients (for 6):

Grilled Mojo Chicken:
1 orange
2 lime / lemon
2 handfuls fresh parsley
2 handfuls fresh oregano
10 cloves garlic
1 tablespoon ground cumin
Red pepper
Olive oil
1.2 kg (2.5 lb) chicken breast halves
Salt and pepper

Brown Bulgur Pilaf:
1 big yellow onion
2 cups brown bulgur
4 cups hot water
2 tablespoons olive oil / butter
Salt

Sauce:
Drippings from the cooking chicken (drained)
3 tablespoons flour

Let’s start with chicken. The original recipe is from Williams-Sonoma’s Food Made Fast series’ Weeknight book; however I have added and removed a few things. Firstly, I washed and drained chicken breasts and put them in a large plate. I peeled garlic cloves and minced them as well as parsley leaves and oregano, and added to the plate. I have also added zest of lime and oranges (zest is produces bu grating the skin of the fruit), together with their juices to the plate. Finally, I added cumin, salt pepper and olive oil and rest for at least 10 minutes. I turned on the broiler for preheating.

In the meantime, I peeled yellow onion and cut into pieces as small as possible. I have heated a large pan and put some olive oil / butter in it. After letting the oil heat / melt, I cooked onions in it, stirring occasionally, until they are soft. Following, I added bulgur and cooked for about 4 minutes, until its color changes slightly. Finally, add hot water and salt, stir once and put the lid on, letting it to cook slowly.

I placed the wire rack to the middle and the aluminum foil covered tray to the lower level. I placed the marinated chicken breasts on the wire rack, added some water to the tray and let it cook for about 12 minutes. After that, I put the wire rack to the top level for 45 sec. so that the chicken breasts have a better color and are not yet dried. Here you are! I took them to a plate and covered with foiled so that they can set a little and do not cool down.

Right at that time, pilaf was done (it sucked all the water), so I turned the heat off and placed a piece of paper towel between the lid and pan.

For the sauce, I drained the juice in the tray to a pot. I added flour and cooked it continuously stirring. The thickness of the sauce is all about your preference so if you want it thicker, add some more flour or for the opposite some hot water.

Serving a dish is as important as cooking it. I placed pilaf in the shape of a hill. On top, I placed chicken breasts and placed some greens in the middle. Added a little amount of sauce and sprinkled some red pepper to add color. I also served sauce separate, for the ones who care for more.

I hope you like my healthy recipe. I believe it is a good alternative for an after-gym meal.

Bon appétit!